The Middle Earth Offical Fan Page

Irklar2

MENÜLER LOTR OYUNLARI YÜZÜKLERİN EFENDİSİ TAVSİYE/ÖNERİ

The Middle Earth, kullanıcılarına daha iyi bir internet deneyimi için Google Chrome'u öneriyor.



 


IRKLAR


(MEN OF THE WEST)
(Gondor,Rohan)

Gondor Tarihi Hakkında Bilgiler


Numenor'un çöküşünden sonra Orta-dünyanın güney-batısında kurulmuş olan Dunedain krallığıdır. Elendil'in oğulları Isildur ve Anarion tarafından kurulmuştur. Başkenti ilk başlarda Osgiliath olup, Minas Ithil ve Minas Anor'dan, ülkenin doğu ve batısının yönetilmesinde yararlanılıyordu. Fakat doğudaki Minas Ithil'in işgali ve de Osgiliath'ın başına gelen birçok felaket sonucunda yavaş, yavaş yok olması sonucunda başkent; artık Minas Tirith adıyla anılan, Minas Anor'a taşınır. Krallık uzun süre boyunca Anarionun soyundan gelen krallar tarafından yönetildikten sonra, 2050 yılında son kral Earnur'un kayıplara karışması sonucu, vekilharç Mardil ve onun soyundan gelen diğer vekilharçlar yönetimi ele geçirirler. Bu durum, Minas Tirith'in kuşatıldığı Pelennor savaşına dek sürecektir. Pelennor'da kazanılan zaferden sonra; zaferin kazanılmasında büyük bir pay sahibi olan ve uzun süre önce yıkılmış olan Arnor kraliyet hanedanının son üyesi olan Dunedain Şefi Aragorn, Isildur'un varisi olmasının verdiği yetkiye dayanarak Gondor tahtı üzerinde hak iddia eder. Bir savaş kahramanı oluşu ve halkın gözünde büyük bir komutan olması sayesinde başarılı olarak, son Gondor vekilharcı Faramir'in yerine tahta geçer ve uzun süredir Gondor'da tahta çıkan ilk Kral olur. Kral Elessar adıyla taç giydikten sonra kuzeye giderek eski Arnor krallığını yeniden kurarak Gondor ve Arnor devletlerini, Birleşik Krallık adı altında yeniden birleştirir.

Rohan Tarihi Hakkında Bilgiler


At Diyarı olarak da bilinen Rohan Güneşin Üçüncü Çağı’nda, 2510 yılında kuruldu. Celebrant savaşında Gondor tam yenilmek üzereyken yardıma gelen Eorl’a, Gondor Kralı tarafından verilen bu topraklarda yaşayanlar, kendilerine “At Efendileri” anlamına gelen Rohirrim ve ülkelerine de Rohan adını verdiler. Rohan; doğuda Anduin River (Anduin nehri), güneyde White Horn Mountains (Beyaz Boru Dağları), kuzeyde Misty Mountains (Dumanlı Dağlar) ve Fangorn Forest (Fangorn ormanı) ile sınırlanmış geniş ve yemyeşil düzlüklerin bulunduğu bir ülkeydi. Rohan ülkesi beş bölgeye bölünmüştü: Eastfold, Westfold, East Emnet, West Emnet ve Wold. Çağlar boyunca bir çok saldırıya uğrayan Rohan’ın başkenti Edoras idi.
Bu saldırıların en ünlüsü ve en şiddetlisi 2758 yılındaki Dunlending istilasıydı. Bu istilaya kahramanca karşı duran Rohirrim, Helm’s Deep ve Dunharrow’da ki büyük istihkamları sayesinde Dunleding istilasını durdurmayı başarmışdı. Rohan her zaman Gondor’un müttefiki olmuş ve Gondor’un Sauron’a karşı olan mücadelesinde onları desteklemişlerdir. Yüzük Savaşı sırasında büyük savaşlardan biri Rohan topraklarında, Helm’s Deep’de gerçekleşen Hornburg savaşı idi. Bu savaşta Istari Saruman’un güçleri darmadağın edilmiş ve Saruman tehditi ortadan kaldırılmıştı. Bu savaşın ardından Rohirrim, Pelennor Düzlükleri savaşına da katılmış ve savaşın gidişatını değiştirerek Gondor’un zafer kazanmasını sağlamıştır.



(ELFLER-ELVEN)

Elf Tarihi Hakkında Bilgiler


Elflerin mitolojisine yakından baktığımızda onların da "Cennetten düşüş"e benzer bir şekilde Valar a isyan edip valinordan kovulduğunu görebiliriz. Bu kovuluşun sebebi ise Elf Kralı Fenor un ürettiği nadide tanrısal elmaslar olan Silmarillerin Morgoth tarafından çalınmasıdır.Bunun üzerine elfler doğuya melkorla savaşmaya gitmiş ve silmarilleri bulamadan öldürülmüş yakalanmış veya sürülmüşlerdir.Fingolfin Feanor ve oğulları Turgon Thingol ve sayısız elf kralı ölür.Earandilin batıya yolculuğuna kadar yeryüzünü hakimiyeti altına alan melkor Earandilin Noldor adına af dilemesiyle Valar ve Batının Elfleri tarafından bozguna uğratılır ve Elfler huzura kavuşur. Ancak bu huzur kalıcı olmaz ve önceden Aule ye hizmet edip sonradan melkor a dönmüş Sauron un ihanetiyle yüzük savaşı başlar.(Melkorun yenilişinden sonra sauron Valardan af dilemiştir ve Valar tarafından affedilmiştir.Sadece Mandos bu karardan memnun olmamış ama sesini çıkarmamıştır.)Noldor un Ortadünyadaki krallığı Eriagon lu demirci elflerden yüzüğün yapılışını öğrenir ve onlara ihanet ederek Tek yüzüğü yapar.Tek yüzüğün yapılışından ve Elf krallarının bir bir ölmesinden sonra eski ihtişamını kaybeder elfler. Sadece Kuyutorman,Ayrıkvadi ve Mithlond da varlığını sürdürebilirler. Savaşın kazanılmasından sonra Elfler Valinora giderler ve o andan sonra yeryüzünde çok fazla elf kalmaz ve insanların çağı başlar.
Elfler, katledilmedikçe veya kederden solmadıkça ölmezler, hiçbir hastalığa yakalanmaz ve uzun yolculuklarda "lembas" adını verdikleri yolazığını kullanırlar. Elfler, İnsanların, Cücelerin ve orkların aksine, ağaç kesmezler. Yaşayış tarzları olarak da, genelde doğa ile iç içe ve gelişimini doğa ile bir bütün olarak sağlayan bir halktır. Büyücülükle uğraşanları da vardır (Galadriel, Feanor gibi). İlk elfler Deniz kıyılarını , ormanları ve dağları mesken edinmişlerdir.(Sindar ın bir bölümü deniz kıyılarında yaşar.Gri limanların kurucusu Cirdan bu yörenin elfidir.Legolasın soyu ise ormanları mesken tutan sindarın soyundandır. Buna karşın Eriagon ve Noldor krallıkları dağlar ve vadilerde yaşar ve iyi birer demircidir.



(CÜCELER-DWARFS)

Cüce Tarihi Hakkında Bilgiler


Silmarillion’da cüceler, elflerden daha kısa ve daha sağlam yapılı olarak tasvir edilirler. Soğuğa ve sıcağa dayanıklıdırlar. Her ne kadar ölümlü olsalar da, ortalama yaşam süreleri 250 yıldır. Yüzüklerin Efendisi’nde belirtildiğine göre cüceler nisbeten yavaş çoğalırlar, bunun sebebi cüce kadınlarının oranının erkeklerin üçte biri olmasının yanında kadınlarının hepsinin evlenmemesidir. Cüce kadınlarının ses tonu, görünüşleri ve -nadiren katıldıkları- seyahatler sırasında giydikleri giysiler, cüce erkeklerine çok benzer. Diğer halklardan bir kişi, bir cüce erkeğiyle bir cüce kadınını zorlukla birbirinden ayırt edebilir veya hiç ayırt edemez. Bu sebeple, diğer halklar arasında cücelerin taştan bittiği şeklinde bir yanlış inanış yayılmıştır. Tolkien'in bahsettiği tek cüce kadını Dis'tir. The War of the Jewels’ında, Tolkien hem erkek cücelerin hem de kadın cücelerin sakalı olduğunu belirtir. Tolkien'in cüceleri metal işçiliği, demircilik ve taş işçiliğinde ustadırlar. Savaşta çok serttirler, silahları baltadır (Tolkien'in efsanelerinden sonra üretilen birçok fantastik kurgu çalışmasında da cüceler baltayla özdeşleştirilmiştir). Cüceler ayrıca yay, kalkan ve kazma kullanmışlardır.Diğer fantastik kurgu cücelerinden farklı olarak Tolkien, cücelerinin savaş çekici kullanıp kullanmadığına açıkça değinmez. Cüceler yer altında yaşadıkları için kendi gıdalarını yetiştiremezler, bu yüzden de elfler ve insanlar ile ticaret vasıtasıyla gıdalarını temin ederler. The Peoples of Middle-earth’te "Of Dwarves and Men" makalesinde belirtildiğine göre, insanların yiyecek üretiminde, tarımda, hayvancılıkta gelişmiş oldukları bölgelerde, cücelerle insanlar arasında ticari ilişkiler kurulurdu. Bu ticari akışta, insanlar cücelerin her türlü gıda ihtiyacını karşılarken, cüceler de insanların yollarını, silahlarını, üretim aletlerini ve inşa işlerini yaparlardı. Yüce Tanrı Ilúvatar tarafından yaratılan elfler ve insanlardan farklı olarak cüceler, Vala (meleksi varlık) Aulë tarafından yaratıldılar. Cüceler Birinci Çağ ve İkinci Çağ'ın büyük bir kısmında elfler ve insanlar ile dostça temellere dayanan ilişkiler geliştirdiler (Nogrod Cücelerinin, Thingol'e ihanetleri bunun istisnasıdır). Üçüncü Çağ'da Moria'nın dış dünyaya kapılarının kapatması ile birlikte cücelerin, özellikle elflere karşı güvensizlikleri arttı. Bununla birlikte, ileriki dönemlerde Kuyutorman Elfleri ve Vadi İnsanları ile samimi ilişkiler kuruldu. Ayrıca Üçüncü Çağ boyunca Hobbit halkıyla da kararsız ilişkiler kurdular. Shirelı bir Hobbit olan Bilbo Baggins, Yalnız Dağ'ın hakimiyetini geri alma mücadelesinde yaptıklarından sonra, Dağ'ın altındaki cüce krallığında büyük saygınlık gördü.



(ISENGARD)

Isengard Tarihi Hakkında Bilgiler


Güneşin üçüncü Çağı’nda Gondor’lular tarafından yapılmış olan Isengard oldukça stratejik bir konuma sahipti. Misty Mountains’in (Puslu Dağlar) güneyinde, Isen Irmağının kaynağında bulunan halka biçiminde aşılması imkansız dağlarla çevrili doğal bir kale gibiydi. Isengard’ın en önemli yeri tam ortasında bulunan ve zarar verilmesi imkansız bir malzemeden yapılmış siyah kule idi. Bu kulenin ismi Orthanc’dı ve tepesindeki çıkıntılar nedeniyle “Çatallı Kule” manasına geliyordu.
Isengard aynı zamanda, yedi palantir’den birisinin bulunduğu yerdi. Numenor’dan kaçan Elendil’e elfler (Elves) tarafından verilen bu yedi taşa bakan birisi diğer taşın başındaki kişiyi görebilir ve onunla konuşabilirdi.
Isengard Gondor’un gücünü yitirmesine kadar kullanıldı. Fakat Gondor’un güçsüzleşmeye başlaması ile birlikte boşaltıldı ve Dunlendings tarafından ele geçirildi. Fakat Rohan topraklarında Dunlendings’lilerin barınmasını istemiyordu. Uzun süren savaşlar sonucunda Rohirrim, Dunlendings’i hem kendi topraklarından hem de Isengard’dan çıkarttı. Yaklaşık ikiyüz yıl boş kalan Isengard, en sonunda Istari’lerden biri olan Saruman tarafından kullanılmaya başlandı. Saruman bu doğal kalenin önemini anlamış ve Gondor Vekilharç’ından burasının kendisine verilmesini istemişti. Saruman uzun yıllar boyunca Isengard’ı gizli emelleri için kullandı. Onun zamanında Isengard, orkların (Orcs), Uruk-Hai’lerin, kurtların (Wolves) yeri oldu.
Yüzük Savaşı sırasında Saruman emellerini gizlemekten vaz geçti. Önce Istari’lerden biri olan Gandalf’ı Orthanc’a hapsetti. Fakat Gandalf kaçmayı başardı. Kısa bir süre sonra Saruman’ın orduları Isengard’dan çıktı ve Helm’s Deep’de ki Hornburg savaşında Rohirrim ve onlara yardıma gelen Entler (Ents) tarafından yok edildi. Ardından Isengard entler tarafından ele geçirildi, Saruman sürüldü. Yüzük Savaşı’ndan sonra Isengard entlere bırakıldı ve sonraları Watchwood (Gözcü Korusu) olarak anıldı.



(MORDOR)

Mordor Tarihi Hakkında Bilgiler


Güneşin İkinci Çağı’nda Anduin Nehri’nin doğusunda Sauron tarafından mesken tutulan bir bölge vardı. İki çağ boyunca Sauron’un ve onun kötü güçlerinin merkezi olan bu bölgenin ismi Mordor yani “Kara Diyar” dı. Mordor doğal bir kale gibiydi üç tarafı aşılması neredeyse imkansız dağ sıraları ile korunuyordu. Kuzeyde Ash Mountains ve batı ile güneyde Shadowy Mountains ile sınırlanan Mordor’a sadece iki giriş vardı: Kuzeybatıdaki Cirith Gorgor ve batıdaki Cirith Ungol. Cirith Gorgor girişi Mordor’un iki büyük yaylasına yani; Gorgoroth Yaylası ve kölelerin toplandığı Nurn Yaylasına açılırdı. Bu büyük yaylalar ayrıca ork (Orcs) ordularının da barındırıldığı yerdi. Mordor’un kalbinde Orodruin yani Mount Doom (Kıyamet çatlakları) bulunurdu. Onun hemen yanında Ash dağlarının kuzeydoğusunda Sauron’un kalesi Barad-dûr bulunuyordu.
1600 yılında Sauron, Tek Yüzük’ü yaptıktan sonra yüzüğün gücünden yararlanarak Barad-dûr’un yapımını bitirdi ve hemen sonrasında nefret ettiği düşmanı elflerle (Elves) savaşmaya başladı. 3434 yılında Elflerle İnsanlar (Men) arasında Son İttifak kuruldu, Sauron’un ordusu Dagorlad’de bozguna uğratıldı ve 7 senelik bir kuşatmanın arkasından Sauron’un parmağındaki Tek Yüzük Isildur tarafından alındı. Sauron bir kez daha bozguna uğratılmıştı. Bu zaferden sonra Sauron’un bütün güçleri Mordor’dan sürüldü ve Gondor’lu insanlar Mordor’da kötü güçlerin toplanmasını engellemek için batıdaki geçitlere Tower of Cirith Ungol’u kuzeydeki geçite ise Durthang kalesi ile birlikte Tower Of The Teeth’i kurdular. Bu gözleme yerleri 1636 yılındaki Büyük Salgın’a kadar kullanıldı fakat bu salgından sonra boşaltılarak kaderine terk edildi. 2942 yılında Sauron Mordor’a geri döndü ve Barad-dûr’u tekrar inşa etti. Fakat Yüzük Taşıyıcısı Frodo Baggins’in Tek Yüzük’ü yok etmesi ile birlikte Barad-Dûr bir daha inşa edilmemek üzere yıkıldı ve Mordor bir kez daha kötü güçlerden temizlendi.



(GOBLINLER-GOBLINS)

Goblin Tarihi Hakkında Bilgiler


Goblinler çirkin vücutlu ve dişleri kirli insansılar olarak betimlenmiştir. En irileri insan boyundadır, fakat genellikle ortalama insan boyundan kısadırlar, hatta bir hobbit kadar kısa olabilirler (Yüzüklerin Efendisi'nde Frodo ve Sam ork kılığına girerek gerçek kimliklerini orklardan gizlerler). Mefhum-u muhalifinden hareket edilecek olursa, insan-ork melezlerinin fiziki görünümleri "boyları insan boyu, yüzleri goblin yüzü" şeklinde tasvir edilmesinden yola çıkarak, normalde orkların boyunun insandan kısa olduğu sonucu çıkmaktadır. Bununla beraber, bazı orklar uzun olmasalarda geniş vücutludurlar. Orkların birçoğu -maymunlarda olduğu gibi- uzun kolludurlar. Birçoğunun bacakları çarpık ve sırtları kamburdur. Kanlarının rengi -yeniden canlandırılmış ölüleri andırır şekilde- siyahtır. Tolkien, mektuplarından birinde orkları açıkça şu sözlerle tasvir etmektedir:
"...kısa boylu, geniş vücutlu, yassı burunlu, soluk benizli, geniş ağızlı ve çekik gözlü; açıkçası -Avrupalı gözüyle- Moğolların daha aşağı ve daha sevimsiz versiyonlarıdır."
Üstte alıntılanan görüşün ırkçı olduğu nitelemelerine cevaben, Tolkienci Steuard Jensen, Tolkien Newsgroups FAQ başlıklı yayınında şöyle yazmıştır:
"İlk bakışta bu yorum bariz şekilde ırkçı olarak görünmektedir, fakat "Avrupalı gözüyle" nitelemesini sarfetmiş olması yorumu farklı bir çerçeveye oturtmaktadır: Tolkien bununla, açıkça, farklı kültürlerin güzellik hakkında farklı ölçütleri olduğunu ve izlenimlerinin herhangi bir bilinçaltı üstünlük duygusu barındırmadığını ortaya koymaktadır. Dahası, Tolkien orkların gerçekten Moğol tipli olmadıklarını, fakat "aşağılık ve iğrenç" bir insansı ırk olduğunu belirtir"
"Bununla birlikte" der Jensen, "(Tolkien'in yaptığı) değerlendirme, günümüzün duyarlılıklarından şüphesiz geridedir."
Tolkienci Michael Martinez'in, Orta Dünya hakkında rehber bilgi sunan Parma Endorion isimli serbest telifli e-kitabında yaptığı yoruma göre Tolkien:
"...gerçek görünümünden uzaklaştırılıp bozulduğunda, canavarsı ve yoldan sapmış hâle gelen bir insan tipine ihtiyaç duymuştur. İşin aslı pek çok Asya kültürü, kötü tanrıları ve şeytanları buna benzer bir tipte sunmaktadır. Tolkien'in tercihinin ırkçılıktan değil, engin bir mitolojik anlayıştan ilham aldığını düşünüyorum."
Martinez ayrıca Tolkien'in orklarının tarihsel bağlamda, Orta Dünya'daki yağmacı ve düşman topluluklar olması açısından, Hunlardan esinlendiği fikrini savunmaktadır. Tolkien'in yazılarını Batılı bir bakış açısıyla kaleme aldığı düşünülürse, Hunların (ve Moğol İmparatorluğu'nun) Avrupa'ya girmiş oldukları hesaba katıldığında bu bakış açısı şaşırtıcı görünmemektedir.
Yine de bazıları tarafından Yüzüklerin Efendisi'nin batılı beyaz Avrupa halklarını "iyi", esmer tenlileri ve çirkin olanları ise "kötü" olarak tasvir ettiği ileri sürüldü. Steuard Jensen, Tolkien Newsgroups FAQ'sunda, Tolkien'i bu şekilde okumanın "karanlık" ve "aydınlık" arasındaki savaşın sembolizasyonunun, yanlış bir bakış açısıyla "beyaz" ve "siyah" arasındaki bir ırk mücadelesi şeklinde anlaşılmasına yol açtığını savunur. Jensen ayrıca, Tolkien'de, "siyahlık", "beyazlık", "açık renklilik", "koyu renklilik" vb. deri renginin iyi ve kötü olanı ayırt etmek için özellikle kullanılan belirleyici ölçütler olmadığını ve Sauron'a hizmet eden esmer tenli insanların (Haradrim'in) aslında kalplerindeki bir kötülük meyliyle değil, isteksizce Sauron'a hizmet ettiklerini vurgular.

Bu site Yüzüklerin Efendisi (The Lord of the Rings) & Orta-Dünya (Middle-Earth) üzerine kurulmuş bir fan sitesidir.
Telif Hakkı CopyRight © 2011-2015 • The Middle Earth Tüm Hakları Saklıdır.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol